Cinsel Tacizde HAGB Olur Mu?

Cinsel taciz suçları, toplumda derin yaralar açan ve mağdurlar üzerinde uzun süreli etkiler bırakan ciddi suçlardandır. Peki, kamuoyunda sıkça tartışılan ve bir çok kişinin merak ettiği bir konu var: “Cinsel Tacizde HAGB olur mu?” Bu sorunun yanıtlarını ararken, hukuki süreçlerin ve Hukukta Cezaevinin Ertelenmesi (HAGB) kararının koşullarının, uygulanabilirliğinin ve bu kararın yükümlülüklerinin detaylı bir şekilde incelenmesi gerekmektedir. Bu yazımızda, cinsel taciz suçunun hukuki tanımından başlayarak, HAGB kararlarının cinsel taciz suçlarına nasıl uygulandığını ve bu kararların kamuoyunda nasıl bir tartışma yarattığını ele alacağız.

Cinsel Taciz Suçu ve Hukuki Tanımı

Cinsel taciz; bir kişinin başka bir kişiye cinsel doğada istenmeyen davranışlarda bulunması, sözlü ya da fiziksel bir şekilde cinsel içerikli hareketlerde bulunarak kişinin cinsel dokunulmazlığını ihlal etmesi olarak tanımlanır. Türkiye’de, cinsel taciz suçu ve yasal yaptırımları 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 105. maddesinde açıkça belirtilmiştir. Bu suçun kanuni tanımına göre, bir kişinin cinsel amaçlarla başka bir kişiye karşı cinsel nitelikte söz ve davranışlarla rahatsızlık vermesi durumunda cinsel taciz suçu işlenmiş olmaktadır.

Cinsel Tacizde HAGB (Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması) mümkün müdür, sorusuna gelince; cinsel taciz suçları, mağdurun şikayeti üzerine takip edilebilen suçlar arasında yer alır. HAGB kararı, yargılama aşamasında mahkemenin, sanığın suç işleme kastının olmadığına veya suçu hafif bir şekilde işlediğine kanaat getirmesi durumunda, certain koşullar altında verilebilir. Ancak, Cinsel Tacizde HAGB kararının verilebilmesi için sanığın daha önce benzer bir suçtan mahkum olmamış olması, suçun hafif yollu işlenmiş olması gibi faktörler dikkate alınır.

Cinsel Tacizde HAGB uygulanırken, şu noktalar önemli olup, dikkatlice değerlendirilir:

  • Suçun niteliği
  • Suçun işleniş biçimi ve mağdur üzerindeki etkisi
  • Sanığın kişilik özellikleri ve sosyal durumu
  • Sanığın gelecekte topluma uyum sağlayıp sağlayamayacağı

HAGB kararı, toplum ve mağdur nezdinde tartışmalı bir konu olmuştur. Cinsel suçlar, özellikle cinsel taciz suçları, mağdurun psikolojik ve sosyal açıdan maruz kaldığı travmalar göz önünde bulundurulduğunda, HAGB kararlarının adil olup olmadığı sıkça tartışılır. Bu nedenle, Cinsel Tacizde HAGB kararlarının verilmesi, her bir dava bazında titizlikle değerlendirilmesi gereken bir süreçtir.

Cinsel Tacizde HAGB

HAGB Kararının Koşulları ve Süreç

Cinsel Tacizde HAGB, adli sistemde sıklıkla karşılaşılan ve dikkatle ele alınması gereken bir konudur. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB), belirli koşullar altında ve özenle belirlenmiş bir süreç dahilinde uygulanabilir bir yargı kararıdır. Bu kararın uygulanabilirliği, suçun niteliği, failin daha önce işlediği suçlar ve olayın spesifik koşulları gibi bir dizi faktöre bağlıdır.

HAGB Kararının Temel Koşulları

Cinsel taciz suçlarında HAGB kararı alınabilmesi için belirli koşulların sağlanması gerekmektedir:

  • Suçun Niteliği: Cinsel taciz, HAGB’nin uygulanabilmesi için kabul edilebilir suç kategorileri arasında yer alır ancak suçun ağırlığı büyük önem taşır.
  • Sanığın Adli Sicili: Sanığın daha önce ciddi suçlardan mahkumiyet almamış olması gerekmektedir. Temiz bir geçmiş, HAGB kararı için olumlu bir gösterge kabul edilir.
  • Mağdurun Durumu: Mağdurun yaşadığı travma ve mağduriyetin derecesi de kararda önemli bir rol oynar. Mağdurun talep ve ihtiyaçları, karar aşamasında değerlendirilir.

HAGB Süreci Nasıl İşler?

HAGB kararı için süreç, bir dizi aşamadan oluşur:

  1. Dosyanın İncelenmesi: Mahkeme, dosyadaki delilleri, tanık ifadelerini ve diğer relevant bilgileri dikkatlice inceler.
  2. Karar Aşaması: Suçun niteliği ve sanığın geçmişi göz önünde bulundurularak, HAGB kararı verilip verilmeyeceğine karar verilir.
  3. Denetimli Serbestlik: HAGB kararı alan kişilere genellikle belirli şartlar altında denetimli serbestlik verilir. Bu, belirli bir süre içinde herhangi bir suç işlememe, belirli kurslara katılma veya toplum hizmeti gibi yükümlülükler taşıyabilir.

Cinsel Tacizde HAGP, adli sistem içerisinde özenle ele alınması gereken bir karardır. Her durum, kendi içindeki birçok değişkeni barındırır ve kararlar, her zaman suçun ve durumun özgül koşullarına göre şekillendirilir. Bu, adaletin her bir vaka için en uygun şekilde sağlanması adına kritik bir öneme sahiptir.

Cinsel Tacize Uygulanabilirliği ve Sınırları

Cinsel taciz suçlarında Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB) kararı, toplumda ve hukuk çevrelerinde tartışmalara yol açan önemli konulardan biridir. Cinsel Tacizde HAGB kararının uygulanabilirliği ve belirli sınırları vardır, bu yüzden pek çok faktörün dikkate alınması gerekmektedir.

İlk olarak, cinsel taciz suçlarında HAGB’nin uygulanabilmesi için suçun, kanunun belirlediği şartlar çerçevesinde değerlendirilmesi temel bir gerekliliktir. Örneğin, failin daha önce işlenen bir suçtan dolayı hapis cezası almamış olması ve suçun niteliğine göre belirlenen hapis süresi sınırları içinde kalmak gibi.

Cinsel Tacizde HAGB kararının verilebilmesi için bir diğer önemli koşul da, suçun mağduru üzerindeki etkileridir. Mağdurun yaşadığı travma, toplum içindeki saygınlığın zedelenmesi veya diğer olumsuz etkiler, mahkemenin karar sürecinde dikkatle değerlendirilir.

HAGB Uygulamasının Sınırları:

  • Suçun Ağırlığı: Eğer cinsel taciz, ağır bir suç olarak nitelendiriliyorsa, HAGB kararı verilmesi pek mümkün olmayabilir.
  • Tecrübeli Davranışlar: Failin benzer suçlardan önceki mahkumiyetleri, HAGB kararının verilip verilmeyeceği üzerinde etkili olabilir.
  • Mağdurun Rızası: Bazı durumlarda, mağdurun davaya bakış açısı ve HAGB kararına ilişkin rızası, karar sürecinde önem taşır.

Cinsel Tacizde HAGB kararı, hem failin rehabilitasyonu hem de mağdurun adalet arayışı açısından kritik bir dengenin korunmasını gerektirir. Bu kararın verilmesindeki temel amaç, toplumun korunması ve aynı zamanda suçlunun topluma yeniden kazandırılmasıdır. Ancak, bu kararların cinsel taciz mağdurlarının haklarını ihlal etmeden dikkatli bir şekilde değerlendirilmesi gerektiği unutulmamalıdır.

HAGB Kararı Alanların Yükümlülükleri

Cinsel taciz suçları söz konusu olduğunda “Cinsel Tacizde HAGB” kararı, çoğu zaman kamuoyu tarafından tartışma konusu olabilmektedir. Ancak, HAGB kararı alan bireylerin üstlenmesi gereken bazı yükümlülükler vardır. Bu yükümlülükler, kararın sadece belirli şartlar altında verilebilmesinin bir kanıtıdır.

  • Denetim Süresi: Öncelikle, HAGB kararı alan bireyler belirlenen bir denetim süresine tabi tutulurlar. Bu süre zarfında, suç tekrarının önlenmesi amacıyla belirli davranış kurallarına uyulması beklenir.
  • Belirli Şartların Yerine Getirilmesi: Cinsel Tacizde HAGB kararı alan bireylerin, mahkeme tarafından belirlenen bazı şartları yerine getirmesi gerekmektedir. Bu şartlar arasında kurbanla herhangi bir iletişim kurmama, belirli yerlere gitmeme veya toplum hizmeti çalışmalarında bulunma gibi koşullar bulunabilir.
  • Toplum Hizmeti: Mahkeme, HAGB kararı kapsamında, bireyin belirli sayıda toplum hizmeti saatini tamamlamasını şart koşabilir. Bu, genellikle cinsel taciz suçlarına karşı toplumsal farkındalığın artırılması amacını taşır.

Bu yükümlülüklerin yerine getirilmesi, HAGB kararının sadece geçici bir çözüm olmadığını, aynı zamanda suçun tekrarına karşı önleyici bir tedbir olduğunu göstermektedir. Cinsel Tacizde HAGB kararı, toplumun korunması ve suçlunun rehabilitasyonu için bir fırsat olarak görülebilir. Ancak, bu süreç içerisinde bireylerin üzerine düşen sorumluluklarını eksiksiz yerine getirmeleri büyük önem taşır.

Cinsel Tacizde HAGB

Kamuoyunda HAGB Kararlarına İlişkin Tartışmalar

Cinsel Tacizde HAGB kararlarının kamuoyundaki tartışmaları, sürekli güncellenen ve değişken bir dinamik içerisinde incelenmelidir. Hukuki uygulamaların toplumsal algı üzerindeki etkileri, özellikle cinsel taciz gibi hassas konularda daha da belirginleşmektedir. Cinsel taciz vakalarında verilen HAGB kararları, adaletin sağlanıp sağlanmadığı konusunda fikir ayrılıklarına yol açabilmektedir.


  • Hukuki Adalet vs. Toplumsal Adalet: Hukuki süreçlerin sonuçları bazen toplumsal adalet duygusunu tatmin edemeyebilir. Cinsel tacizde HAGB kararı alınması, mağdur tarafından adaletin sağlanmadığı şeklinde algılanabilir. Bu durum, toplumda adalet sistemine yönelik güvenin azalmasına sebep olabilir.



  • Mağdurun Sesinin Duyulması: Cinsel Tacizde HAGB kararı, bazı durumlarda mağdurun yaşadıklarının yeterince ciddiye alınmadığı izlenimi uyandırabilir. Mağdurların, yaşadıkları travmanın yeterince anlaşılmadığını ve hukuki sürecin bu acıları yeterince telafi etmediğini düşünmeleri olasıdır.



  • Cezasızlık Algısı: Kamuoyunda, cinsel tacizde HAGB kararlarının cezasızlık algısını güçlendirdiği yönünde eleştiriler mevcuttur. Bu algı, özellikle cinsel suçların önlenmesi ve caydırıcılığın sağlanması açısından olumsuz sonuçlar doğurabilir.



  • Toplumsal Cinsiyet Eşitliği: Cinsel taciz vakalarında HAGB kararı verilmesi, toplumsal cinsiyet eşitliği mücadelesinde de tartışmalara yol açmaktadır. Bazı kesimler, bu tür kararların toplumsal cinsiyet eşitsizliğini perçinlediğini ve kadınların hukuk önünde korunmasını zayıflattığını savunmaktadır.


Cinsel Tacizde HAGB kararlarının kamuoyundaki tartışmaları, hukukun sadece teknik bir disiplin olmadığını, toplumsal değerler, beklentiler ve duyarlılıklar ile iç içe olduğunu göstermektedir. Bu tartışmalar, adalet sistemimizin sadece suçluları değil, mağdurları da koruyacak şekilde evrimleşmesi gerektiğinin altını çizmektedir. Bu nedenle, hukuki metinlerin yanı sıra, toplumsal duyarlılıkların da dikkate alınması gereken bir süreçtir.

Cinsel Taciz Davalarında HAGB’nin Geleceği

Cinsel taciz davalarında HAGB (Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması) kararı, hem mağdurların hem de toplumun adalet anlayışını derinden etkileyen bir konu olmuştur. Bu süreç, hukukun rehabilite edici ve caydırıcı rolleri arasında dengenin sağlanması gerektiğini göstermektedir.

Cinsel Tacizde HAGB’nin Kullanımına İlişkin Görüşler


  • Caydırıcılığın Artırılması: Cinsel taciz suçlarında HAGB kullanımının kısıtlanması veya daha sıkı koşullara bağlanması gerektiği yönünde bir eğilim bulunmaktadır. Bu durum, suçun tekrarının önlenmesi ve mağdurlarına adaletin sağlanması açısından önemlidir.



  • Rehabilitasyon ve Toplumsal Fayda: Öte yandan, suçluların topluma yeniden kazandırılması ve tekrar suç işlemelerinin önüne geçilmesi amacıyla HAGB’nin önemli bir araç olduğu görüşü de bulunmaktadır. Bu çerçevede, cinsel taciz suçlarında HAGB’nin kullanımının, belirli şartlar ve sıkı takip mekanizmaları altında mümkün olabileceği savunulmaktadır.


Gelecekte HAGB Kararlarının Yönü

Cinsel tacizde HAGB kararlarının geleceği, toplumsal değerler, hukuki normlar ve suçla mücadeledeki etkinlik açısından bir dizi faktöre bağlıdır. İşte muhtemel senaryolar:


  • Daha Sıkı Şartlar: Cinsel taciz davalarında HAGB kararı verilmesi durumunda, daha sıkı şartların uygulanması beklenmektedir. Bu, suçun caydırıcılığını artırırken, adil bir yargılama sürecini de garanti altına alacaktır.



  • Mağdurların Korunması: Mağdurların haklarının korunması ve onlara adaletin sağlanması, HAGB kararlarının şekillenmesinde önemli bir öncelik oluşturacaktır. Mağdurun korunması ve rehabilite edilmesi, sürecin merkezinde yer almalıdır.



  • Kamuoyu Algısı ve Yasa Değişiklikleri: Toplumun konuya bakış açısı ve kamuoyu baskısı, cinsel taciz suçlarında HAGB’nin kullanımı üzerinde etkili bir faktör olacaktır. Gelecekte, bu algılar doğrultusunda yasal düzenlemelerin ve şartların gözden geçirilmesi mümkündür.


Cinsel taciz davalarında HAGB kararı verilmesi, adaletin sağlanması, caydırıcılığın artırılması ve mağdurların haklarının korunması gibi bir dizi karmaşık sorunu bir arada ele almayı gerektirir. Bu alanda atılacak adımlar, toplumsal değerlere, hukuki çerçeveye ve suçla mücadelenin gerekliliklerine uygun bir şekilde şekillendirilmelidir.

Daha detaylı bilgi için Mersin Cinsel Suç Avukatı olarak web sitemizi ziyaret edebilirsiniz. 

Sıkça Sorulan Sorular

Cinsel taciz suçunda HAGB kararı verilebilir mi?

Evet, hâkim, cinsel taciz suçunun şartlarına ve suçun niteliğine göre Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun (HSYK) belirlediği kriterler çerçevesinde Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB) kararı verebilir. Ancak, sanığın daha önce cinsel suçlardan mahkûm olmaması, suçun kamu düzenini ağır bir şekilde bozacak nitelikte olmaması ve mağdurun da rızasının bulunması gibi bazı koşullar altında bu mümkündür. Sanık, belirlenen denetim süresi içinde yeni bir suç işlemezse ve mahkeme tarafından konulan yükümlülüklere uyarsa, dava düşürülür ve sabıka kaydına işlenmez.

HAGB kararı verilmesi için gerekli koşullar nelerdir?

HAGB kararı verilmesi için gerekli temel koşullar şunlardır:

  1. Suçun kanunda belirtilen ceza miktarının alt sınırının bir yıl ve altında olması,
  2. Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış olması,
  3. Suçun işleniş biçimi, suçun konusu, suçun işlendiği yer ve zaman, suçun işlenmesine yol açan nedenler gibi durumları göz önünde bulundurarak, mahkemenin, sanığın yeniden suç işlemeyeceği kanaatine varması,
  4. Sanık hakkında daha önce verilmiş bir HAGB kararının iptal edilmemiş olması,
  5. Mahkemenin takdir ettiği ve sanığın da kabul ettiği hükümlere uymayı taahhüt etmesi. Bu koşulların tamamı yerine geldiğinde, mahkeme HAGB kararı verebilir.

HAGB’den sonra sanığın hangi yükümlülükleri olur?

HAGB kararı verildiğinde, sanık genellikle aşağıdaki gibi specific yükümlülükleri yerine getirmekle mükellef olur:

  1. Belirli bir süre içinde hiçbir suç işlememesi,
  2. Varsa mağdura veya kamuya karşı olan maddi yükümlülükleri yerine getirmesi,
  3. Belirlenen zaman aralıklarıyla karakol veya mahkeme gibi belirlenen bir otoriteye imza atmak için başvurması,
  4. Yine mahkemenin belirleyebileceği diğer yükümlülükler, mesela toplum hizmeti veya belirli kurslara katılma gibi. Bu yükümlülüklerin ihlali durumunda, HAGB kararı iptal edilebilir ve ilk hüküm açıklanarak infaz edilebilir.

Cinsel taciz suçundan HAGB kararı alındıysa, kişi sabıka kaydında görünür mü?

Hayır, eğer HAGB kararı alındıysa ve sanık üzerine konulan yükümlülükleri yerine getirir ve yeni bir suç işlemezse, belirlenen sürenin sonunda hüküm açıklanmadığından sabıka kaydında görünmez. Ancak, denetim süresi içinde yükümlülüklerin yerine getirilmemesi veya yeni bir suç işlenmesi durumunda HAGB kararı iptal edilir ve sabıka kaydına işlenebilir.

HAGB süresince işlenen yeni bir suç, HAGB kararını etkiler mi?

Evet, denetim süresi içinde sanığın yeni bir suç işlemesi durumunda, verilen HAGB kararı iptal edilir ve ilk cinsel taciz suçuna ilişkin hüküm açıklanır ve infaz edilir. Yeni işlenen suç bağımsız bir şekilde yargılanır ve sanık bu suçtan dolayı da cezalandırılabilir. Bu durumda sanığın sabıka kaydında her iki suçun kaydı görünür hale gelecektir.

Yorum yapın

Hemen Ara